Mevsimsel Depresyon

Mevsimsel Depresyon



İnsanoğlu, topraktan yaratılmıştır. Öyledir ki, toprağın yaşadığı her değişim, insanoğlunu da etkilemektedir. Kış kendini gösterdiğinden beridir, insanlar kışa hem fiziken hem ruhen adapte olmaya çalışıyorlar. Yaz ve bahar boyunca belli bir zaman dilimine, yaşayışa, gün ışığına alışan insanın bu adaptasyon sürecinde bedensel ve ruhsal anlamda tepki göstermeden günlerin kısalmasına, gün ışığının azalmasına, mevsim sıcaklığının düşmesine alışması kolayca geçen bir süreç değildir.

Mevsimsel depresyon, mevsimlere bağlı olarak değişen depresyon türüdür. Normal depresyondan farklı olarak geçici bir süre ile görülen mevsim değişikliğine kişinin metabolik olarak verdiği tepkiye bağlı depresyon türlerinden biridir. Bu depresyon türünün çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında yaşandığı gözlemlenir. Pek çok insan sonbahar ve kış aylarında kendini mutsuz, keyifsiz ve halsiz hissedebilir.
 
Havaların soğumasıyla birlikte insan sosyal çevresinden uzaklaşarak kendini yaz ve bahara oranla daha çok eve kapatır. Yaşam alanı, daralan insan kendini kısıtlanmış hissedebilir. Yani mevsimsel depresyonun sebebi sadece mevsim değişikliğinden ötürü de olmayabilir. Mevsimlere bağlı olarak kişinin yaşam şartlarındaki değişiklikler, mevsimlere dayalı uyku süresindeki değişikler yine mevsime dayalı sosyal yaşantısındaki değişiklikler (kışın sevdiklerinizle kapalı ortamlarda buluşurken yazın açık ortamlarda buluşmak vb.) İnsanın bir yerlere gitmesi veya seyahat etmesi bile mevsimsel duygu durum bozukluğu yaşamasına sebep olabilir.

Mevsimsel Depresyonun Belirtileri Nelerdir?

-En basit işleri yaparken bile enerji bulamamak.

-Bireyin kendini sürekli halsiz hissetmesi.

-Bireyin iştahında değişiklikler, kilo alımı ve ya kilo kayıpları.

-Gün içinde sık sık uyuma ihtiyacında olmak veya uykusuzluk.

-Sabahın erken saatlerinde kalkma ya da her zaman uyandığı saatte uyanamama.

-Bireyin kendini umutsuz, değersiz ve suçlu hissetmesi.

-Odaklanma problemleri, odağını bir türlü toplayamama.

-Yaşama dair isteksizlik, pes etme durumu

Eğer birey bu belirtileri belli bir mevsimde gösteriyorsa kronik anlamda mevsimsel duygu durum bozukluğu yaşadığı ifade edilebilir. Mevsimsel depresyon normal depresyondan faklı olarak mevsim şartlarının getirdiği kısıtlamalar geçtiğinde ortadan kalkar. Ancak yer yıl yine aynı aylarda kendini gösterir. Bu durum herkesi geçici ya da hafif olarak birkaç gün süreyle etkileyebilir. Ancak saydığım bu belirtiler 4 haftadan uzun sürdüyse bir uzmana görünmekte fayda vardır.

Mevsimsel Depresyonun Nedenleri:

Mevsimsel depresyona etki eden bazı faktörler şu şekildedir:

  • Hastalıklara genetik olarak yatkınlıkları olan bireyler karakteristik yapısı gereği mutsuz olmaya daha meyilli olabilirler ve mevsimsel duygu durum bozukluğuna daha yatkın olabilirler.
  • Biyolojik saat (sirkadiyen ritim): Sonbahar ve kış mevsimlerinde azalan güneş ışığına vücudunuz alışamaz ve vücudunuzun biyolojik saati bu durumdan etkilenir. Bundan ötürü birey kendini mutsuz, halsiz ve depresif hissedebilir. Bahar ve yaz aylarında dışarda gezip eğlenmeyi seven ve gün ışığına maruz kalan bir bireyin kışın evde oturması, evinde vakit geçirmesi ve havanın kapalı güneş ışığının az olması boğucu ve stresli olabilir.
  • Serotonin seviyesi: Serotonin hormonu mutluluk, canlılık ve zindelik hissi vermesi ile bilinir. Bu hormon bireyin ruh halini önemli ölçüde etkililer. Bundan ötürü serotonin hormonunun azalması mevsimsel depresyonu tetikleyebilir ve yine güneş ışığının azalması da serotonin seviyesini düşürerek depresyonu tetikleyebilir.
  • Melatonin seviyesi: Melatonin hormonu bireyin rahatlamasına, uyku-uyanıklık zamanlarının kontrol etmede ve kan basıncını düzenlemede önemli bir rol oynar. Aynı zamanda biyolojik saatimizi (sirkadiyen ritim) düzenlemesinde önemli rol oynar. Mevsimdeki değişikler de melatonin seviyesinin azalmasına hatta bozulmasına sebep olabilir.

Mevsimsel Depresyonu Nasıl Azaltabiliriz?

Gün ışığından yararlanmaya çalışın.

        
Gün ışığından faydalanmak için fırsatlar ortaya çıkarmak gerekiyor. Perdelerinizi gün içerisinde açık tutun. Güneşin evinize girmesine izin verin. Ayrıca kendinizi sosyalleşmeye teşvik ederek iş molalarını, öğle yemek saatlerini açık havada geçirmeye çalışın. Kapalı mekanda kalıp eve hapsolmayın. Çünkü özellikle sabah-öğle arası açık havada geçireceğiniz 20-30 dakika, serotonin salınımını artırarak fayda sağlar. Bununla birlikte yakınlarınız ve sevdiklerinizle vakit geçirerek bu ruhsal bunalımını azaltabilirsiniz.

Yatarken teknolojiyle vedalaşın.

Uyku ve yeme düzenini ayarlamaya çalışın. Bu süreçte yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklere karşı yeme isteğiniz artabilir. Sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Ayrıca yattığınız odanın çok sıcak olmamasına, ışıktan ve televizyon gibi dış seslerden korunaklı olmasına dikkat edin. Yatağınıza yatarken cep telefonunuzu bırakın. Uykudan hemen önce sosyal medyada zaman geçirmek ya da cep telefonundan oyun oynamak uykuyu olumsuz etkiler ve güne yorgun başlanmasına neden olur. Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu dış etkiler nedeniyle azalırsa kişide mutsuzluk, çökme hali gözlemlenir. Yapılan araştırmalar, kaliteli ve düzenli uyuyanların depresyon geçirme risklerinin daha az olduğunu gösteriyor.


Sağlıklı beslenmek de depresyonla mücadelede önemli bir yere sahip. Çökkünlük halinde serotonin salınımı azaldığından hamur ve tatlı yeme isteği artar. Bunun önüne geçmeye çalışın. Karbonhidrat ve şeker ağırlıklı beslenmekten kaçının. Çünkü aksi halde, size o anda iyi gelen besinler aşırı tüketildiğinde kilo alımına yol açarak, daha da mutsuz olmanıza neden olabilir.

Hobi edinmeye gayret gösterin.

Bazı zihin oyalama teknikleri, kafanızı başka şeylerle meşgul etmek bireye iyi gelebilir. El işleri,  çeşitli müzik aletleri çalmak veya müzik dinlemek, öğretici programlara katılmak, sohbetlere katılmak gibi faydalı şeyler kişiye iyi hissettirir.

Psikoterapi desteği alın.

Psikoterapi konuşma terapisi olarak bilinir. Mevsimsel depresyon yaşayan kişilerde konuşmak ve içini dökebilmek çok önemli bir unsurdur. Bu tedavi yönteminde birey kendini kötü hissettiren duygularını anlatarak rahatlar ve kendi. Davranışlarını daha sağlıklı bir biçimde gözlemleme fırsatı bulabilir.

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir