Dünya Çocuk Hakları Günü

Dünya Çocuk Hakları Günü

Dünya Çocuk Hakları Günü’ne,

Çocuk Hakları Üzerine Uzman Görüşler Paneli’nde konuşmacı olarak davetliydim. Bir çocuğun en temel hakkı, yaşamak ve sağlıklı bir şekilde büyümektir. Ancak son zamanlarda ülkemizde ve Filistin’de yaşanan olaylar, bu hakkın birçok çocuk için hala erişilemez olduğunu gözler önüne seriyor. Hatta birçok millet ve vatandaş, sözde çocuk haklarını savunurken, savaşların, yoksulluğun ve adaletsizliğin pençesinde inleyen çocuklara karşı iki yüzlü davranıp duyarsız kalıyor. Çocuk Hakları ile ilgili yapılan çalışmalar, neşe ve umut simgesi olması gerekirken gerçek hayatta birçok çocuk için yaşamak, büyümek ve güvende olmak sadece bir hayalden ibaret kalıyor.

Ben de bu vesileyle bugünkü konuşmamı, yaşama hakkı canice ellerinden alınmış Leylalara, Irmaklara, Narinlere ve özellikle son bir yıldır Filistin sokaklarında acımasızca ve fütursuzca katledilen Gazzeli çocuklara atfettim.

Çocuk hakları, bir toplumun vicdanını ve geleceğini inşa eden görünmez temellerdir.

Çocuk hakları, her çocuğun doğuştan sahip olduğu temel hakları ifade eder. Bu haklar, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesini, eğitim almasını, güvenli bir ortamda yaşamasını ve kendilerini ifade edebilmesini sağlamayı amaçlar. Birleşmiş Milletler, 1989 yılında kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk haklarını uluslararası düzeyde tanımış ve tüm ülkeler için bu hakların korunmasını zorunlu hale getirmiştir.

Çocuk hakları, yalnızca fiziksel ihtiyaçlarla sınırlı değildir. Aynı zamanda çocukların psikolojik, sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyecek bir ortamda yetişmesi de bu hakların kapsamına girer. Çocuk hakları, şu başlıca alanları kapsar:

1.Yaşama ve Sağlık Hakkı: Her çocuğun sağlıklı bir şekilde doğma, büyüme ve gelişme hakkı vardır. Bu, sağlık hizmetlerine erişim, temiz su ve gıda gibi temel ihtiyaçları da içerir.

2.Eğitim Hakkı: Her çocuğun ücretsiz ve zorunlu temel eğitim alma hakkı vardır. Eğitim, çocukların sosyal beceriler kazanmasına, toplumda yer edinmelerine ve kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olur.

3.Güvenli Çevre Hakkı: Çocuklar, şiddetten, istismardan, sömürüden ve ayrımcılıktan korunmalıdır. Güvenli bir ortamda büyümeleri, onların fiziksel ve psikolojik sağlığı için kritik öneme sahiptir.

4.Sesini Duyurma Hakkı: Çocuklar, kendi hayatlarıyla ilgili kararlar alırken görüşlerini ifade etme hakkına sahiptir. Bu, onların bireysel haklarına saygı gösterilmesi anlamına gelir.

5.Korunma Hakkı: Çocuklar, aile içi şiddet, savaş, zorla çalıştırılma veya diğer kötü muamelelerden korunmalıdır. Uluslararası toplum, bu tür ihlalleri engellemek için hukuki düzenlemeler getirmiştir.

Çocuk hakları, sadece devletlerin sorumluluğunda değil, aynı zamanda ailelerin, toplumların ve bireylerin de sorumluluğundadır. Her çocuğun hakları, onları korumak ve desteklemek için el birliğiyle savunulmalıdır. Ancak dünya genelinde savaşlar, yoksulluk, ayrımcılık gibi sorunlar nedeniyle pek çok çocuk bu haklardan mahrum kalmaktadır. Bu nedenle, çocuk haklarının korunması, yalnızca yasal bir gereklilik değil, aynı zamanda insani bir sorumluluktur.

Bir çocuğun varlığı, toplumun geleceğini şekillendirecek, insanlığın ortak değerlerini ve ideallerini taşıyacak bir tohumdur. Bu tohumun sağlıklı filizlenmesi için doğru toprağı sunmak bizlere düşüyor. İşte tam da bu noktada, çocuk hakları devreye giriyor. Çocuk hakları, bu tohumun güçlü bir şekilde büyüyebilmesi için gerekli olan temel şartları sağlar. Sağlıklı bir beden, özgür bir zihin ve güvenli bir çevre, her çocuğun hak ettiği koşullardır. Bu hakları sağlamak, sadece bireylerin değil, tüm toplumların sorumluluğudur. Çocukların eğitim hakkı, eşitlik ve güven içinde büyüme hakkı, onlara sunulacak en değerli topraklardır. Eğer bu haklar ihlal edilirse, o tohumlar filizlenmeden solup gider. Toplumlar, çocuklarına ne kadar değer verirse, o kadar güçlü ve aydınlık bir geleceğe sahip olur. Bu yüzden her çocuğun haklarının korunması, sadece bugünün değil, yarının da teminatıdır. Her çocuğun;

• Yaşama ve gelişme hakkı,
• Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı,
• Sağlık hizmetlerinden faydalanabilme hakkı,
• Eğitim hakkı,
• İnsani şartlarda yaşam hakkı,
• İstismar ve ihmalden korunma hakkı,
• Ekonomik sömürüden korunma hakkı (çocuk işçiler),
• Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı temel haklarıdır.

Çocuklar, bu haklardan mahrum bırakıldığında, derin psikolojik ve duygusal travmalar yaşayabilir. Bir çocuğun güvenli bir ortamda büyümemesi, fiziksel veya duygusal istismara uğraması, eğitim hakkından mahrum kalması gibi durumlar, çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu travmalar, çocuğun öz güvenini zedeler, sosyal ilişkilerde zorluklar yaşamasına ve uzun vadede psikolojik sağlık sorunlarıyla karşılaşmasına neden olur. Ayrıca, çocuk haklarının ihlali, çocuğun dünyaya ve insanlara karşı güven duygusunu sarsarak, ilerleyen yıllarda stres, anksiyete, depresyon gibi psikolojik sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bu nedenle, çocukların haklarına saygı gösterilmesi, sadece onların fiziksel sağlığını değil, ruhsal iyilik hallerini de korumak için büyük önem taşır.

Travmatik Etkiler:

• Topluma ve en önemlisi kendine olan güven eksikliği

• Kendine zarar verme ve intihar eğilimleri

• Depresyon, kaygı bozukluğu gibi patolojik rahatsızlıklar

• Gelişim geriliği, gelişmemiş benlik duygusu, narsisizm

• Duygularını yönetememe hali, antisosyal davranışlar

• Sosyal ilişkilerde iletişimsizlik

• Öfke problemleri, şiddet eğilimi

• Bağımlılık: Aşırı alışveriş, sürekli yeme isteği, kumar, alkol, uyuşturucu

Bu bağlamda, çocuk haklarını korumak ve çocukları travmalardan uzak tutmak için atılacak bazı adımlar ve alınacak önlemler büyük bir önem taşımaktadır.

1. Erken Müdahale Önlemleri

Erken müdahale, çocukların gelişimsel, psikolojik veya eğitimsel zorluklarla karşılaşmadan önce sorunları tespit ederek bu sorunlara yönelik destek sağlamayı ifade eder. Çocukların sağlıklı gelişimleri, erken dönemde yapılan müdahalelere bağlı olarak büyük ölçüde iyileştirilebilir. Örneğin, dil gelişiminde gerilik yaşayan bir çocuğa erken dönemde yapılan terapiler, ileride yaşanabilecek öğrenme güçlüklerinin önüne geçer. Ayrıca, aileler ve eğitimciler için erken uyarı sistemleri kurarak çocukların zorluklarını erken yaşta fark etmek, onların daha sağlıklı bir çevrede büyümelerini sağlar. Bu tür müdahaleler, çocukların eğitim hayatını ve toplumsal uyumlarını da olumlu şekilde etkiler. Çocukların en çok suç işlediği yaş aralığı 15 ile 17 yaş aralığı. Yani bu demek oluyor ki çocuklar bu yaşa gelmeden gerekli önlemleri almak fazlasıyla önem arz ediyor.

2. Eğitimler Verilmeli

Çocuk hakları, çocukların kaliteli eğitim almasını ve kendilerini en iyi şekilde geliştirmelerini gerektirir. Ancak eğitim yalnızca okulda verilen derslerle sınırlı kalmamalıdır. Aileler, öğretmenler ve toplum üyeleri için düzenlenen eğitimler de önemlidir. Bu eğitimler, çocukların hakları konusunda farkındalık oluşturmayı, çocukların karşılaştığı zorlukları ve ihtiyaçları anlamayı sağlar. Ayrıca, çocuklara yönelik şiddet, istismar ve ayrımcılıkla mücadele için eğitimler düzenlenmeli; toplumun her kesimi, çocukların güvenliğini sağlamada nasıl daha etkin olabileceklerini öğrenmelidir. Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda değerler, empati ve sorumluluk bilincini geliştirmek için de gereklidir.

Çocuklara verilebilecek eğitimler:

– Duygu Yönetimi
– Mahremiyet Eğitimi
– Zorbalık ve Şiddetle Mücadele
– Bağımlılık
– Empati Gelişimi
– Kriz Yönetimi
– Kimlik ve Anlam
– Doğa ve Çevre Bilinci
– Sosyal Medya Okuryazarlığı

3. Annelik ve Babalık Okulları

Annelik ve babalık, büyük bir sorumluluk gerektiren, sürekli gelişim ve öğrenim gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte, ebeveynlerin doğru rehberliğe ve desteğe ihtiyacı vardır. Ebeveynlik okulları, yeni anne ve babalara çocuklarını en sağlıklı şekilde büyütme, eğitim, beslenme, duygusal destek sağlama ve güvenli bir ortam oluşturma konusunda bilgi ve beceri kazandıran programlardır. Bu okullar, ebeveynlerin çocuklarının fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilmeleri için gerekli becerileri öğretir. Ayrıca, ebeveynlik okulları, aile içi şiddet, çocuk istismarı gibi sorunların önüne geçilmesine de katkı sağlar. O yüzden çocuklar için okul açıldığı gibi ebeveynler için de ‘’Ebeveynlik Temelleri ve Çocuk Gelişimi’’ odaklı eğitimler açılıp birçok konu (özellikle ebeveyn olmadan önce) zorunlu kılınmalıdır.

4. Çocukların Aktif Olabileceği Organizasyonlar

Çocukların sosyal ve duygusal gelişimi, sadece eğitimle sınırlı değildir; aynı zamanda çocukların aktif olarak katılım gösterebileceği sosyal organizasyonlar da büyük önem taşır. Çocukların temelde güven, aidiyet, değerli, kendi yetenekleriyle bağlantı gibi temelde öğrenmesi gereken duygu ve davranışlar vardır. Spor kulüpleri, sanat atölyeleri, kültürel etkinlikler, gönüllü faaliyetler, çocuk meclisleri gibi çocukların dahil olabileceği organizasyonlar, onların yeteneklerini geliştirmelerine ve toplumsal sorumluluk bilincini kazanmalarına yardımcı olur ve temel ihtiyaçların giderilmesine vesile olur. Bu tür organizasyonlar, çocuklara öz güven kazandırır, toplumsal ilişkilerde etkin olmalarını sağlar ve farklı bakış açıları geliştirmelerine olanak tanır. Çocukların aktif bir şekilde katılabileceği organizasyonlar, onların seslerini duyurabilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri alanlar oluşturur.

5. Dijital Korunma Hakkı

Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, çocukların dijital dünyada karşılaştığı riskler de artmıştır. Çocuklar, internetin sunduğu fırsatlar kadar, siber zorbalık, çevrimiçi cinsel istismar, bağımlılık gibi tehlikelerle de karşı karşıya kalabiliyorlar. Dijital korunma hakkı, çocukların internet ve dijital medya ortamlarında güvende olmalarını sağlamak için gerekli önlemleri içerir. Bu, ebeveynlerin ve eğitimcilerin çocukları dijital ortamda nasıl güvende tutacakları konusunda eğitim almasını, çocukların interneti sağlıklı bir şekilde kullanabilmesi için dijital okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasını gerektirir. Ayrıca, devletler ve dijital platformlar, çocukların korunmasını sağlayacak politikalar ve filtreleme sistemleri geliştirmelidir. Çocukların dijital dünyada karşılaştıkları risklere karşı korunabilmesi, onların sağlıklı gelişimi ve güvenliği için kritik öneme sahiptir.

6.Disiplinlerarası Çalışma Grupları

Çocuk hakları, yalnızca hukuki, eğitimsel veya psikolojik bir konu değil, aynı zamanda çok yönlü ve kapsamlı bir meseledir. Bu nedenle, çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi için disiplinlerarası bir yaklaşımın önemi büyüktür. Disiplinlerarası çalışma, farklı uzmanlık alanlarından gelen profesyonellerin bir araya gelerek ortak bir hedef doğrultusunda işbirliği yapmalarını ifade eder. Çocuk hakları konusunda disiplinlerarası bir yaklaşım, çocukların en iyi şekilde korunmasını ve desteklenmesini sağlayarak, daha etkili çözümler sunar.

Çocuk hakları, çeşitli faktörlerin etkileşimiyle şekillenen bir alandır ve bu alanda başarılı olabilmek için hukuk, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve medya gibi birçok disiplinden gelen uzmanların bir arada çalışması gerekmektedir. Disiplinlerarası çalışma, her bir uzmanın kendi bilgi ve deneyiminden faydalanarak, çocukların haklarının daha etkili bir şekilde korunmasına ve geliştirilmesine olanak sağlar. Bu yaklaşım, sadece çocukların haklarının ihlal edilmesini engellemekle kalmaz, aynı zamanda çocukların sağlıklı, güvenli ve adil bir ortamda büyümeleri için en uygun koşulları oluşturabilmeye vesile olacaktır.

Bu maddeler, çocukların haklarını korumak ve onların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmelerini sağlamak için önemli adımlardır. Çocuklar, toplumun en değerli varlıklarıdır ve onların korunması, yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, toplumsal bir gerekliliktir.

Çalışmalarımızın umut ve fayda getirmesi ümidiyle…

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir