Çocuklarını hamilelikten itibaren en çok düşünen, en çok üstüne düşen, onun için en çok kaygılanan ve çocuğun ihtiyacını en iyi karşılayabilen kişi annelerdir.
Anneler hamilelikten itibaren çocukla beraberdir, onunla büyür ve gelişir. Anne ile bağı hamilelikte başlamıştır. Bağlanma dönemindeki bağları kuvvetli olan anne ve çocuğun ileri yaşlardaki iletişimi sağlıklı olur.
İlk olarak çocuk bebekliğinden itibaren kendini güvenli bir yerde olduğunu bilmek ve hissetmek ister. Bu durum 0-3 yaşta anne ve çocuğun bağıyla oluşur. Bu dönem çok önemlidir ve her şeyin adımıdır. Bu dönemde sorun çıkarsa bu sorun diğer dönemleri de oldukça etkilemektedir. Olumlu bir bağ kurulursa çocuk kendini güvende hisseder, kendisini ailesine bağlı, anlaşılabilen bir birey olarak görür.
Bu dönemde çocuk aynı zamanda tek ve özel olduğunu hisseder. Çünkü anne onu anlar, ona sevgi gösterir, onun bir parçası ve özel olduğunu besleyerek, ilgi göstererek ve severek gösterir. Çocuğun ilgi alabilmesi onun bir birey olduğunu ve etrafında onu önemseyen birilerinin olduğunu gösterir.
Bağlanma döneminden sonra çocuk anne ve babadan ayrışmaya başlar. Artık kendisini bir birey olarak görmek ister. Aslında bağlanma döneminin sağlıklı olup olmadığı bu dönemde daha iyi anlaşılmış olur.
Anne ve babaların çocuklarına hayır diyememesi:
Hayır diyebilmek anne ve baba için önemlidir fakat daha önemlisi doğru yer ve zamanda hayır diyebilmektir. Çocuğa neden hayır dendiğini açıklamak yapmaması gereken durumlara alışkanlık kazanmasını sağlar. Açıklarken yaşına göre açıklanmalıdır. Gerçekten yapılmaması gerekenlere hayır demek çocuğa güven verir.
Çocuklarınıza hayır derken başkalarını ön plana almak “baban kızar, öğretmen kızar” gibi şart koşmak ebeveynin yetersiz olduğunu, çocuğunun gelişimini sağlamak için başkalarına ihtiyaç duygusunu gösterir. Çocuk bu durumlarda yapmaması gerektiğini bilecek fakat onlar olmayınca bu davranışı yapabileceğini düşünecektir. Oysa çocuğunuz için doğru ve yanlışı öğreten otorite anne ve baba olarak siz olmalısınız.
Çocuklarımıza doğru karar vermeyi ve seçim yapmayı öğretmek:
Çocukluğun en doğal hali doğruyu ve yanlışı bilememektir. Doğru ve yanlışın ne olduğunu çocuklar ailelerinden öğrenirler. Ailelerin doğru ve yanlışı en iyi şekilde öğretebilmesi için bu kavramları doğru anlaması ve sağlıklı şekilde aktarabilmesi gereklidir.
Anne babalar çocuklar adına verdiği kararlarda oldukça titiz davranırlar. Bu kararları verirken ebeveynler tereddütlü, kaygılı ve telaşlıysa çocuklarda kararlarını verirken öyle olacaktır. Çocuklarımıza karşı her zaman net ve kararlı olmalıyız ki onlar kararlarının arkasında durabilsinler. Çocuğun sorumluluklarının farkında olmaları ve yerine getirmeleri için yapmaları gerektiğini söylemeli ve bu kararımızda net olmalıyız.
Çocuklar ilk dönemlerde sadece ağlayarak kendilerini ifade edebilirler ve bu dönemlerde tek ihtiyaçları karnının doyması, rahatsızlığının anlaşılması gibi kendilerine dönük ihtiyaçlarından oluşur. Çevresini keşfetmeye başladıktan sonra gördüğü şeyleri istemeye başlarlar. Gördükleri nesneler çoğaldıkça istekleri artar ve seçim yapamadıkları için hepsine aynı anda sahip olmaya çalışırlar. İstediği oyuncak elindeyken, bir diğerini onu aldığında bir başkasını isterler. Arzularını dizginleyemez ve erteleyemez. Hemen her istediğinin olmasını bekler. Seçim yapmaya zorlandığınızda ise, seçimini bilinçli yapamadığı için aklı diğerinde kalır. Bu durum elindekinin değerini bilmemesi ve onu değerlendirmeden başka istekler peşine düşmesi sonucunu doğurur.
Çocuğun karar vermesini sağlayabilmek için gelişim dönemine uygun şekilde ortam ve durum sağlanmalı ki çocuk karar verebileceğini ve bunun normal bir durum olduğunun farkına varabilsin. Bu ortam bebeklikten itibaren sağlanmalıdır. Çocuğun kendisi ile ilgili (yeme-içme, giyim, oyun oynama vb) konularda karar vermesine fırsat verilmeli ve çocuğun verdiği kararı uygulamasına rehberlik edilmelidir.
Doğru karar verebilmek ve seçim yapabilmek çocuğun gelişim düzeyiyle ilişkilidir. Çocuğun beyin gelişimi yeterli değilse düşünmeyi ve değerlendirmeyi henüz öğrenememiş bir çocuğun karar vererek seçim yapmasını istemek onun için oldukça zor ve çaresiz bir durumdur. Çocuğun kararı sonucunda problem oluştuğunda “Bu senin kararın, senin seçimindi” demek sorunu çözmez ve daha büyütmüş olur. Bu şekilde bir suçlama çocuğun karar vermek istememesine ve kendine güveninin kırılmasına neden olur. Bu durumun ileriki gelişim dönemlerinde daha büyük sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Çocuğunun başarılı, iyi yerlere gelmesini isteyen anneler çocuklarının kendileri hakkında doğru karar alamayacaklarını, en iyiyi kendisinin bildiğini düşünür. Çocuk özgüvensiz ve kararsız biri olur.
Gittiği yerde sorun çıkaran çocuğa “buraya gelmeyi sen seçtin, sıkıldım diyorsun”, bu kıyafeti sen istedin, rahatsız oluyorsun” gibi yakınmaları temelinde, erişkinlerin çocuğun gelişim dönemini dikkate almamaları yatar. Çünkü bu yanlış kararların sorumlusu, o kararı veren çocuğun değil gelişimini beklemeden ve nasıl düşünüleceğini öğretmeden kararı veren çocuğun değil, gelişim ve düşünce düzeyi yetersiz bir dönemde, bunların gelişimini beklemeden ve nasıl düşünüleceğini öğretmeden kararı çocuğa bırakan erişkinindir. Çözümü de o bulmak zorundadır.
Karar verebilmek ve seçim yapabilmek çocuğun gelişim düzeyi arttıkça gelişir. Ama bu gelişimin sağlıklı olabilmesi için çocuğun bilgilenmesi, bilgiyi değerlendirebilmesi, düşünmeyi öğrenmesi gerekir.
Çocuğun sağlıklı bir birey olması için öncelikle anne ve babanın sağlıklı bireyler olabilmesi ve bunu aktarabilmeleri önemlidir. Bu yüzden çocuk yetiştirebilmenin en önemli adımı ebeveyn olarak kendini geliştirip yetiştirebilmektir.

Çocuk eğitimi konusunda püf noktaları madde madde şu şekilde sıralayabiliriz:
- Sevgi ve İlgi: Çocukların duygusal gelişimi için en önemli unsurlardan biri sevgi ve ilgidir. Çocuğunuzla sağlıklı bir bağ kurun, onu dinleyin ve duygularını anlamaya çalışın.
- Sınırlar Belirleme: Çocuklarınıza sınırlar koymak, onların güvenliğini sağlamanın yanı sıra, kuralları anlamalarına ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ancak sınırların esnek olması da önemlidir.
- Model Olma: Çocuklar, davranışları öğrenmek için çevrelerindeki yetişkinleri model alırlar. Bu yüzden istediğiniz davranışları sergilemeye özen gösterin.
- Empati Kurma: Çocuklarınızın duygularını anlamaya çalışın ve onlara empatik bir şekilde yaklaşın. Onların hislerini önemsediğinizi gösterin.
- Sabır Gösterme: Çocukların öğrenme süreçleri farklıdır ve zaman zaman hatalar yapabilirler. Bu süreçte sabırlı olun ve onlara destek olun.
- Keşfetmelerine İzin Verme: Çocuklar meraklıdır ve dünyayı keşfetmeleri önemlidir. Bu yüzden onların keşfetmelerine ve deneyim kazanmalarına izin verin.
- Güven Verme: Çocuğunuzun kendine güvenmesi için onu destekleyin ve başarabileceğine inandırın. Yaptığı işlerde başarısız olsa bile onun çabasını takdir edin.
- Zaman Ayırma: Kaliteli zaman geçirmek, çocuğunuzla bağ kurmanızı ve onunla iletişiminizi güçlendirmenizi sağlar. Onun ilgi alanlarına ve isteklerine yönelik aktiviteler düzenleyin.
- Eğlenceli ve Üretken Olma: Çocuklar genellikle oyun yoluyla en iyi şekilde öğrenirler. Eğlenceli ve yaratıcı aktiviteler düzenleyerek öğrenmeyi destekleyin.
- Destekleyici Ortam Sağlama: Çocuklar için uygun bir öğrenme ortamı oluşturun. Evde veya okulda, çocuğunuzun özgüvenini destekleyen, keşfetmesine ve öğrenmesine olanak tanıyan bir ortam yaratın. Oyun oynaması için alan sağlayın, kitaplar ve öğretici oyuncaklar bulundurun, sanat ve el işleri yapabileceği malzemeler bulundurun. Ayrıca, düzenli bir günlük rutin ve sakin bir atmosfer de çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için önemlidir.