Evlilik, iki insanın yalnızca sevgiyi değil, hayatın tüm yüklerini, sevinçlerini, hayallerini ve zorluklarını da birlikte taşımaya söz verdiği bir yol arkadaşlığıdır. Aslında, birlik olabilmeyi öğrenmenin bir sanatıdır.
Ancak toplumda evlilikle ilgili olumsuz kalıplar, özellikle bekarlar üzerinde doğrudan etkili oluyor. “Bekarlık sultanlıktır”, “Evlilik aşkı öldürür”, “Huzur yalnızlıkta” gibi söylemler ya da mutsuz evlilik deneyimlerinin aktarılması, “Biz çektik, siz çekmeyin” gibi öğütler, evliliği kötü bir şeymiş gibi algılamalarına neden olabiliyor. Oysa gerçekte durum çok farklı…
1) İlişkiler şifadır, evlilik ruhu iyileştirir.
Yalnızlık, sadece duygusal bir durum değil, aynı zamanda ciddi fiziksel sağlık riskleri taşıyan bir olgudur. Yapılan araştırmalar, yalnızlık hissinin kalp hastalıkları, diyabet, tansiyon ve obezite kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Dünyada birçok ülke, yalnızlığın yol açtığı sorunlarla mücadele için bakanlıklar kuruyor. İnsan, ruh eşiyle ömür geçirmekten daha kıymetli neyi bulabilir ki?
2) Mutlu evlilik yanlış algılanıyor.
Bekarlar, mutlu evliliği hep neşeli, pozitif ve sorunsuz bir süreç gibi hayal ediyor. Oysa gerçek mutluluk, hayatın zıtlıklarıyla birlikte anlam kazanır. Mutluluğun var olması için zaman zaman mutsuzluğu da deneyimlemek gerekir. Bir evliliğin sağlıklı olması, içinde hiç sorun olmaması değil, sorunlarla nasıl başa çıkıldığını belirleyen tutumlarla ilgilidir. Evlilik, akdedilen sözde olduğu gibi, “hastalıkta ve sağlıkta” bir arada kalabilmektir. Önemli olan, sahip olunan öfkenin kine ve intikama dönüşmesine izin vermemek, onu şefkate ve anlayışa çevirebilmektir.
Evlilik, zorlukları kadar güzellikleri de içinde barındıran bir yolculuktur. Önemli olan, bu yolculuğu doğru bir bilinçle ve sevgiyle yürümektir.
3) Ekonomik Faktörler Önemli Bir Etken
Evlilikle ilgili olumsuz düşüncelerin yayılmasında ekonomik sebeplerin de büyük bir payı var. Geçim sıkıntıları, artan yaşam maliyetleri ve finansal sorumluluklar, birçok kişinin evlilikten kaçınmasına neden olabiliyor. Ancak sağlıklı bir birliktelik, ekonomik zorlukların üstesinden birlikte gelmeyi de öğretir. Önemli olan, maddi zorlukları aşarken birbirine destek olabilen bir yol arkadaşlığı kurmaktır.
4) Bağımsız Yaşam Tercihi ve Özgürlük Algısı
Günümüzde birçok insan, evliliğin özgürlüğü kısıtlayan bir kurum olduğu düşüncesine kapılıyor. Oysa evlilik, doğru bir anlaşma ve denge sağlandığında, çiftlere sağlıklı bir özgürlük alanı tanıyabilir. Eşler, bireysel alanlarını koruyarak da güçlü bir ilişki sürdürebilirler. Evlilik, özgürlüğün elden gittiği değil, anlam kazandığı bir birliktelik olabilir.
5) Beklentiler ve Romantizmin Sürdürülmesi
Çiftler, evlilik öncesinde romantik bir ilişki içindeyken, evlilikten sonra bu romantizmi sürdürmeye yeterince özen göstermeyebiliyorlar. Oysa evlilik aşkı öldürmez, romantik ilişkiye yatırım yapmamak öldürür. Evliliğin monotonlaşmasını önlemek için romantik anları bilinçli şekilde artırmak, birlikte özel zamanlar geçirmek ve ilişkinin canlı kalmasını sağlamak gerekir. Romantizmi beslemek, aşkı sürdürebilmenin en önemli yollarından biridir.
Davet için TVNET ekibine teşekkür ederim.